Are you flirting with him?
- Onunla flört ediyor musun?
He flirts with every woman he meets.
- Tanıştığı her kadınla flört eder.
They had a brief date.
- Onlar kısa bir flört yaşadılar.
Tom discovered that Mary had dated his best friend.
- Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.
It looks like Tom is flirting with Mary.
- Tom Mary ile flört ediyor gibi görünüyor.
Tom and Mary are always flirting with each other.
- Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
He made a flirty comment to me.
- O bana bir flört yorumu yaptı.
Tom flirted with many women in the office.
- Tom ofisdeki pek çok kadınla flört etti.
Tom flirted with Mary.
- Tom Mary ile flört etti.