Bu benim ilk seferim değil.
- It's not my first time.
Sadece ilk seferde doğru şeyi yaparak kendini bir sürü sorundan kurtarabilirsin.
- You can save yourself a lot of trouble by just doing it right the first time.
Japonya'ya ilk defa mı geliyorsunuz?
- Is this your first time in Japan?
Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti.
- An old friend of mine dropped in on me for the first time in ages.
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
Paris'e ilk kez gitti.
- He went to Paris for the first time.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.
Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum.
- I don't remember when the first time I met him was.