Hava çok şiddetli soğuk.
- It's so fucking cold!
Bu lanet olası hiç mantıklı değil.
- It makes no fucking sense.
Ben lanet olası bir ekonomistim.
- I'm a fucking economist.
Answer the fucking phone already! - Aç artık şu Allahın belası telefonu!.
Çek o boktan ellerini üzerimden, seni göt kafa!
- Take your fucking hands off me, you bastard!
Sen tuzağa düşmüşsün. Teslim ol!
- You're trapped. Surrender!
Leyla kendini tamamen tuzağa düşmüş hissetti.
- Layla felt completely trapped.
Geleceği olmayan bir işte tuzağa düşürülmüştü.
- He was trapped in a dead-end job.
Arabada tuzağa düşürülmüş biri var.
- There's someone trapped in the car.
Bu kahrolası cümleyi nasıl tercüme edeceğimi bilmiyorum, kendin tercüme et, herkes kendi bokunu temizlesin.
- I fucking don't know how to translate this sentence, translate it yourself, everybody deal with their own shit.
Sen kahrolası ciddi misin?
- Are you fucking serious?
Onlar tilkiyi tuzağa düşürdüler.
- They trapped the fox.
Tom üç gündür mağarada tuzağa düşürüldü.
- Tom was trapped in the cave for three days.