Beş koşucu finale ulaştı.
- Five runners reached the finals.
Jim, finaller için sıkı çalışıyor.
- Jim is studying hard for his finals.
Ben müteahhitlerle konuşuncaya kadar nihai maliyeti hesaplayamam.
- I cannot calculate the final cost until I talk with our contractors.
Tom nihai kararı Mary'ye bıraktı.
- Tom left the final decision to Mary.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
- He finally became the president of IBM.
Karar henüz kesinleşmiş değil.
- The decision is not yet final.
Plan henüz kesinleşmiş değil.
- The plan is not yet finalized.
Sonunda oturmak ve gazete okumak için zaman buldum.
- I finally found time to sit down and read the newspaper.
Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti.
- According to the papers, the man has finally confessed.
Henüz hiçbir şey bitmiş değil.
- Nothing is final yet.
Katil sonunda dün gece yakalandı.
- The murderer was finally caught last night.
O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
- He finally became the president of IBM.
Sonunda,gerçeği öğrendik.
- Finally we have learned the truth.
Tom final sınavını geçemedi.
- Tom failed to pass the final exam.
Bu öğleden sonra final sınavına hazırlanacağım.
- I'm going to prepare for the final exams this afternoon.
Tom ve Mary en sonunda yalnız kalmışlardı.
- Tom and Mary were finally alone.
Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.
- Tom finally talked Mary into buying a new computer.
Jim is studying hard for his finals.
- Jim, finaller için sıkı çalışıyor.
We advanced to the finals.
- Biz finale yükseldik.
The finale was so good, that I rewatched it many times.
- Final o kadar iyiydi ki onu defalarca yeniden izledim.
The finale of The Sopranos, which aired in 2007, had 11.9 million Americans glued to their TV sets.
- 2007 yılında yayınlanan The Sopranos finali, 11,9 milyon Amerikalıyı televizyonlarına yapıştırılmıştı.