ferner

listen to the pronunciation of ferner
Немецкий Язык - Турецкий язык
fernır bundan başka, ayrıca
{fernır} bundan başka, ayrıca
(Gramer) bundan başka
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ferner в Английский Язык Турецкий язык словарь

also
de
also
(Havacılık) de da aynı zamanda
also
de-da aynı zamanda
also
hem

O hem bir doktor hem de çok ünlü bir roman yazarıdır. - Not only was he a doctor, he was also a very famous novelist.

O hem İngilizce hem de Fransızca konuşabilir. - She can speak not only English but also French.

also
hem de

O hem İngilizce hem de Fransızca konuşabilir. - She can speak not only English but also French.

O hem bir doktor hem de çok ünlü bir roman yazarıdır. - Not only was he a doctor, he was also a very famous novelist.

also
bir de

Ben de bir dereceye kadar insanlardan korkuyorum, onların seni yok etme gücü var. - To some degree I am also afraid of people, they have the power to destroy you.

Birçok kişi ayrıca onun bir deli olduğunu düşünüyordu. - Many people also considered him a madman.

also
diğer bir yandan
also
(İnşaat) dahi

Harici düşmanları yenmek yetmez, dahili düşmanları da imha etmek lazımdır. - It is not enough to defeat our external enemies, it is also necessary to exterminate our internal enemies.

1859'dan itibaren, Amerika'dan Protestan misyonerler gelmeye başladı ve Katolik ve de Rus Ortodoks kiliseleri de misyonerlik çalışmalarına aktif olarak dahil oldular. - From 1859, Protestant missionaries from America started to arrive, and the Catholic and Russian Orthodox churches also became actively involved in missionary work.

also
keza
also
aynı zamanda

Su içebilirsin fakat aynı zamanda da onun yürümesine izin verebilirsin. - You can drink water, but you can also let it walk.

Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü. - The singer is famous not only in Japan but also in Europe.

also
da
also
yanısıra

İngilizcenin yanısıra Almanca da konuşur. - Besides English, she also speaks German.

also
ayrıca

Ayrıca,bebeğim sekiz aylık,sağlıklı ve çabucak büyüyor. - My baby is also eight months old, is healthy and is growing by leaps and bounds.

Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var. - Also Felicja has blonde straight hair.

also
üstelik

İngilizce çalışır ama üstelik Almanca da çalışıyor. - He studies English, but he's also studying German.

also
yine
Немецкий Язык - Английский Язык
further (formal)
moreover (formal) (as a further point when listing things)
furthermore
farther
remoter
also
further
Ferner / Weiters möchte ich sie bitten, …
Also, let me ask you to …
Ferner Osten
Far East