Tom was badly injured in a traffic accident.
- Tom bir trafik kazasında fena halde yaralandı.
We are badly in want of water.
- Fena halde suya ihtiyacımız var.
Mary was bullied at school because her mother was grossly overweight.
- Annesi fena halde kilolu olduğu için Mary okulda zorbalık yaşadı.
This is grossly unfair.
- Bu fena halde adil değil.
Tom's plan went horribly wrong.
- Tom'un planı fena halde yanlış gitti.