Onların işi kurumuş ağaçları kesip devirmek.
- Their job is to fell the dead trees.
O derin bir uykuya daldı.
- She fell into a profound sleep.
O, derin bir uykuya daldı.
- She fell into a deep sleep.
Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.
- The boy next door fell head first from a tree.
O suya tepetaklak düştü.
- He fell head over heels into the water.
Düştü ve sol bacağını kırdı.
- She fell down and broke her left leg.
Düştüğüm anda bileğimi kırdığımı biliyordum.
- I knew I'd broken my wrist the moment I fell.
Düşen at boynunu kırdı.
- The horse broke its neck when it fell.
O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
- He approached and fell on his knees.
Onların işi kurumuş ağaçları kesip devirmek.
- Their job is to fell the dead trees.
Merdiven çöktü ve o düştü.
- The stairs collapsed and he fell.
Ev bir depremde çöktü.
- The house fell down in an earthquake.
Sonbaharda Paris'e gidiyorum.
- I'm going to Paris in the fall.
Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
- The leaves of the trees turn yellow in fall.
Gurur bir düşüşten önce gider.
- Pride goes before a fall.
Büyükannem bacağını bir düşüşte incitti.
- My grandma injured her leg in a fall.
Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.
- It's easy to fall into bad habits.
Ham petrol fiyatı düşmektedir.
- Crude oil has been falling in price.
Konferansın ortasında uyuya kaldık.
- I fell asleep in the middle of the lecture.
Radyo dinlerken uyuya kaldım.
- I fell asleep while listening to the radio.
Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.
- Sales fell off in the third quarter.
Bizim planlar son dakikada suya düştü.
- Our plans fell through at the last minute.
Üzerinde çalıştığım anlaşma suya düştü.
- The deal I was working on fell through.
Saçınız dökülmeye başlayacaktır.
- Your hair will start to fall out.
Hans Berlin duvarının yıkılmasını hatırlayacak kadar yaşlıyım dedi.
- I'm old enough to remember the fall of the Berlin wall, said Hans.
Newton bir elmanın ağaçtan düştüğünü gördü.
- Newton saw an apple fall off a tree.
Tüm masraflar sponsora düşecektir.
- All the expenses will fall on the sponsor.
Sami o kategorideki insanlar arasında yer alır.
- Sami falls into that category of people.
Kilise katılımı düştü.
- Church participation has fallen.
Uykuya dalmak elimde değildi.
- I couldn't help falling asleep.
Tom nöbette uykuya dalmakla suçlandı.
- Tom was accused of falling asleep on guard duty.
İpi sıkıca tuttum böylece düşmedim.
- I held on to the rope tightly so I wouldn't fall.
Yapraklar ekimde düşmeye başlar.
- Leaves begin to fall in October.
Ne Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne yol açtı?
- What led to the fall of the Roman Empire?
İmparatorluğun çöküşü kaçınılmazdı.
- The fall of the empire was inevitable.
Orman sonbaharda çok güzeldir.
- The forest is very beautiful in the fall.
Tom tanıştığı her güzel kıza aşık olur.
- Tom falls in love with every beautiful girl he meets.
Bay Jones ders esnasında uyuduğum için beni azarladı.
- Mr. Jones reprimanded me for falling asleep during class.
Anadili olarak konuşan kişi sayısı 10'dan aza düştüğünde bir dil ölü olarak kabul edilir.
- A language is considered dead when the number of native speakers falls to less than 10.
Saçımın çoğu döküldü.
- A lot of my hair has fallen out.
Neredeyse tüm yapraklar döküldü.
- Almost all the leaves have fallen.
O tekrar hastalanmaktan korkuyor.
- She is afraid of falling ill again.
Orada harika bir şelale gördüm.
- I saw a wonderful fall there.
Bu kulübe çökme tehlikesinde.
- This hut is in danger of falling down.
O zeki küçük bir arkadaştır.
- He's a smart little feller.
Sen güçlü iyi bir arkadaşsın.
- You're a mighty good feller.
To fell seam allowances, catch the lining underneath before emerging 1/4 (6mm) ahead, and 1/8 (3mm) to 1/4 (6mm) into the seam allowance.
This is a monument to all those who fell in the First World War.
And so it falls to me to make this important decision.
Rome fell to the Goths in 410 AD.
Thrown from a cliff, the stone fell 100 feet before hitting the ground.
He set up his rival to take the fall.
Our senator fell into disrepute because of the banking scandal.
the fall of Rome.
Ghoaſt . / To morrow in the battaile thinke on me, / And fall thy edgeleſſe ſword, diſpaire and die.
She has fallen ill.
Ioues dreaded thunder light / Does scorch not halfe so sore, nor damned ghoste / In flaming Phlegeton does not so felly roste.
they might be hanging about there or simply marauders ready to decamp with whatever boodle they could in one fell swoop at a moment's notice, your money or your life, leaving you there to point a moral, gagged and garrotted.
The coach said, We were doing well for a while, but they got tired and then the wheels fell off..
... UNTIL IT FELL OVER IN A STORM, DESTROYED MY AUNT VERNA'S HOUSE ...
... THE TEACHER THAT FELL ASLEEP DURING DETENTION ...