Tom kusursuz Rusça konuşur.
- Tom speaks flawless Russian.
Her iki yöntem kusursuz çalıştı.
- Both methods worked flawlessly.
Klavsenin sesini çok severim.
- I like the sound of harpsichord very much.
Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.
- The ear canal sends sound waves to the eardrum.
Tom mükemmel Japonca konuşur.
- Tom speaks flawless Japanese.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
- The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
- You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
Tom etkilenmiş görünüyor.
- Tom sounds impressed.