Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
- In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
Bana bir iyilik yapar mısın?
- Can you do me a favor?
Bana bir iyilik yapabilir misin?
- Can you do me a favour?
Bana bir iyilik yapar mısın?
- Would you mind doing me a favour?
Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
- In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.
- Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.
Ben önerini destekliyorum.
- I am in favour of your proposal.
Tenis tercih ettiğim spordur.
- Tennis is my preferred sport.
Arkadaşlarımın çoğu İspanyolca yerine Almanca öğrenmeyi tercih etti.
- Many of my friends preferred to study German instead of Spanish.
Eugenia yüzü temizlemek ve cildi korumak için en sevdiği yağları bizimle paylaştı.
- Eugenia shared with us her favorite oils for cleaning the face and protecting the skin.
Tom'un en sevdiği şeylerden biri balık tutmaktır.
- One of Tom's favorite things to do is fishing.
Ben yüzmeyi severdim. O, lisede favori sporumdu.
- I used to love swimming. It was my favorite sport in high school.
Yüz, benim en sevdiğim sayıdır.
- One hundred is my favorite number.
Senin öncelikli dilin nedir?
- What's your preferred language?
He did me a favor when he took the time to drive me home.
You favor your grandmother more than your mother.
Would you favor us with a poetry reading?.
I need a favour. Could you lend me 5 dollars til tomorrow, please?.