This photo is my favourite!
- Bu fotoğraf benim favorim.
Milan Kundera is my favourite writer.
- Milan Kundera benim favori yazarımdır.
Listen! They're playing my favorite music.
- Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions.
- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
Tom decided to grow sideburns.
- Tom favori bırakmaya karar verdi.
Tom grew his sideburns back.
- Tom favorilerini tekrar büyüttü.
Tom grew his sideburns back.
- Tom favorilerini tekrar büyüttü.
May I shave your sideburns?
- Ben Favorilerinizi tıraş edebilir miyim?