The mice ate some of the bread.
- Fareler ekmeğin bir kısmını yedi.
We got rid of the mice in his house.
- Onun evindeki farelerden kurtulduk.
The hawk caught a mouse.
- Şahin bir fare yakaladı.
Cheese often lures a mouse into a trap.
- Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder.
The rat was killed by Tom with a stick.
- Fare bir sopayla Tom tarafından öldürüldü.
Is the rat alive or dead?
- Fare canlı mı yoksa ölü mü?
Some people have a terror of mice.
- Bazı insanlar farelerden çok korkarlar.
We got rid of the mice in his house.
- Onun evindeki farelerden kurtulduk.
What colour is this house mouse?
- Bu ev faresi ne renktir?
Tek gidiş bilet ücreti bir dolardır.
- The fare is one dollar each way.
Otobüs bilet ücreti arttırıldı.
- The bus fare was raised.
Tom Mary için bir veda partisi yapmamızı önerdi.
- Tom suggested that we have a farewell party for Mary.
Bir veda partisi, Bay Smith'in şerefine düzenlendi.
- A farewell party was held in honor of Mr Smith.
Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
- In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
Osaka'dan Akita'ya yol parası nedir?
- What is the fare from Osaka to Akita?
Taksiden inmeden önce yol parasını öderiz.
- Before we get out of the taxi, we pay the fare.