farbige

listen to the pronunciation of farbige
Немецкий Язык - Турецкий язык
zenci, melez
Английский Язык - Турецкий язык

Определение farbige в Английский Язык Турецкий язык словарь

color
{f} çarpıtmak
color
{f} renklendir
color
{f} abartmak
color
{i} maske
color
(İnşaat) (colour) renk
color
(fiil) boyamak, renk vermek, renklendirmek, renk katmak; çarpıtmak, saptırmak, abartmak, kızarmak
color
{f} saptırmak
color
{f} kızarmak
color
hava vermek
color
{i} renk, canlılık
color
{f} boyamak

Mutfağı sarıya boyamak zorunda değilsin.Onu istediğin bir renge boyayabilirsin. - You don't have to paint the kitchen yellow. You can paint it any color you want.

Tom ofislerimizi boyamak için renk seçti. - Tom chose the color to paint our offices.

color
olduğundan başka göstermek
color
{i} gerçek yüz

Sonunda gerçek yüzünü gösterdi. - He has finally shown his true colors.

Sami çok geçmeden gerçek yüzünü gösterdi. - Sami soon showed his true colors.

color
{f} renklendirmek
color
{i} yüz rengi
color
(isim) renk, boya; bet beniz; yüz rengi, ten rengi, ton; canlılık, gerçek yüz, içyüzü, dış görünüş, forma; maske, nüans
color
{f} renk katmak
color
{i} içyüzü
color
{i} dış görünüş
color
gerçeği tahrif etmek
Немецкий Язык - Английский Язык
non-white
colored people
colored person
color
farbige Strähne
streak
farbige Tonmasse
colored clay
fotorealistische farbige Bilddarstellungen
photo-realistic colour visuals