Perilere inanmıyorum.
- I don't believe in fairies.
Periler incecik önlükle dans etti.
- The fairies danced in wispy gowns.
Ben peri masallarına inanmıyorum.
- I don't believe in fairy tales.
O, bir peri rolünü oynadı.
- She acted the part of a fairy.
Güzel beyaz elbisesi içinde bir peri gibi görünüyordu.
- She looked like a fairy in her beautiful white dress.
Ben çocukken annem bana sık sık masal okurdu.
- When I was a child, my mother would often read fairy tales to me.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- The children love listening to fairy tales.
Hobday was wild, mad, and totally away with the fairies.