O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Bir dil asla yeterli değildir.
- One language is never enough.
Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.
- If I had enough money, I would buy that nice car.
Sana yeterince teşekkür edemem.
- I can't thank you enough.
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Onların yeteri kadar altını yoktu.
- They did not have enough gold.
Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
- Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
Bu herkesi beslemek için yeterli yiyecek değil.
- This isn't enough food to feed everyone.
O, köpeğini her gün etle beslemek için yeterince zengin değildi.
- She wasn't wealthy enough to feed her dog meat every day.
Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır.
- It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.
Bu, yeterli miktardan daha fazla
- It's more than enough.