Kamyonun bir debriyaj arızası vardı.
- The truck had a clutch failure.
Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.
- We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded.
Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.
- Success or failure is all the same to me.
Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.
- My mother was disappointed by my failure.
Tom bir baba olarak tam bir fiyasko.
- Tom is a complete failure as a father.
O tam bir fiyaskoydu.
- It was a complete failure.
Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.
- Tom always tries to blame someone else for his failures.
Hata için kim suçlanacak?
- Who is to blame for the failure?
Batmanın eşiğindeyiz.
- We're on the border of failure.
We do not tolerate failure.
- We don't tolerate failure.
We don't tolerate failure.
- We do not tolerate failure.