Onlar burada bir fabrika inşa etmenin çok pahalı olacağını düşündü.
- They thought it would be too expensive to build a factory here.
O kesinlikle bir etmendir.
- That's certainly a factor.
Bu iki etken birbirlerinden bağımsızdırlar.
- These two factors are independent of each other.
Birçok etken düşünülmelidir.
- Many factors must be considered.
Tom, borsanın şirketin başarısızlığında bir faktör olduğunu raporunda belirtti.
- Tom noted in his report that the stock market was a factor in the company's failure.
Anladığım kadarıyla, bu iki deneyin ortak faktörleri yok.
- In my understanding, those two experiments do not have common factors.
Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?
- I'm just a simple factory worker. Why do you bother me?
The economy was a factor in this year's budget figures.