Tom is opportunistic, isn't he?
- Tom fırsatçı, değil mi?
Tom is quite opportunistic, isn't he?
- Tom oldukça fırsatçı, değil mi?
He took advantage of the opportunity to visit the museum.
- O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
He made good use of the opportunity.
- O, fırsatı iyi kullandı.
It'll be a big occasion.
- Bu büyük bir fırsat olacak.
I never have had occasion to use it.
- Bunu kullanma fırsatım hiç olmadı.
I had a chance to travel abroad.
- Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
Don't let this chance slip by.
- Bu fırsatı kaçırmayın.
New opportunities are opening up to you.
- Yeni fırsatlar sana açılıyor.
This is my big break.
- Bu benim büyük fırsatım.
We caught a big break.
- Büyük bir fırsat yakaladık.
This is a big opportunity for you to show what you can do.
- Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat.
Don't you think this is a good opportunity to show off your talents?
- Bunun yeteneklerini göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musunuz?