eylemci

listen to the pronunciation of eylemci
Турецкий язык - Английский Язык
activist

The activists deny the accusations. - Eylemciler suçlamaları reddediyor.

She was an activist in the Women's Liberation Movement. - O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.

agitator
eylem
act

The army was involved in a number of brilliant actions during the battle. - Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.

Do you believe global warming is the result of human actions? - Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?

eylem
action

Do you believe global warming is the result of human actions? - Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?

The lawyer determined his course of action. - Avukat eylemin rotasını belirledi.

eylem
{i} deed

Words are always bolder than deeds. - Sözler her zaman eylemlerden daha cesurdur.

His words and deeds do not match. - Onun sözleri ve eylemleri uyuşmuyor.

eylem
activity
eylem
gram. verb
eylem
{i} fact
eylem
militate
eylem
practice
eylem
geste
eylem
movement

She was an activist in the Women's Liberation Movement. - O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.

eylem
(İnşaat) performance
eylem
in action

At least six hundred men died in action. - Eylemde en az altı yüz insan öldü.

Tom was killed in action. - Tom eylemde öldürüldü.

eylem
action of
eylem
verb
eylem
(Hukuk) action, practice
eylem
action, practice, deed " fiil, aksiyon; verb" fiil
eylem
{i} commission

The commission took no action. - Komisyon hiçbir eylem yapmadı.

Турецкий язык - Турецкий язык
Düşüncesini eylemi ile gerçekleştirmeye çalışan (kimse)
eylem
Fiil: "Bize, iki yılda Fransızcanın iki yardımcı eylemini belletememişti."- M. Ş. Esendal
eylem
Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası, amel: "Eyleme beraber girersiniz, siz sonuca ulaşmayı düşünürsünüz, onlar ulaşmadan paylaşmayı."- A. İlhan
eylem
Eyleme işi, fiil, aksiyon: "Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilmez."- Anayasa
eylem
Eyleme işi, fiil, aksiyon
eylem
Bir durumu değiştirme ve daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası, amel
eylem
Fiil
eylemci
Избранное