Ölüm yaşamın zıttı değildir: biz ölümümüzü ölürken geçirmezken hayatımızı yaşarken geçiririz.
- Dying is not the opposite of living: we spend our life living while we don't spend our death dying.
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
- Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
Onlar açlıktan ölen fakir çocukları düşünmüyorlar.
- They don't think about the poor children who are dying of hunger.
Açlıktan ölen fakir çocukların halini düşünmüyorlar mı?
- Don't they think about the poor children who are dying of hunger?
Ölmekte olan hastanın ailesi ne olacak?
- What about the family of the dying patient?
Ben ölmekten korkuyorum.
- I am afraid of dying.
Tom'un ölmesiyle ilgili bir önsezim vardı.
- I had a premonition of Tom dying.
Çoğu dilde ölüm ve ölmeyi açıklamak için örtülü ifadeler vardır.
- Most languages have euphemistic expressions to describe death and dying.
Ölüm hiçbir şeydir. Onun yerine yaşayarak başla - sadece daha zor değil fakat aynı zamanda daha uzundur.
- Dying's nothing. Start instead by living - not only is it harder, but it's longer as well.
Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer.
- Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.
I am dying to do that.