express, give voice to; mumble; put into the mouth; rub or nuzzle with the lips

Английский Язык - Турецкий язык

Определение express, give voice to; mumble; put into the mouth; rub or nuzzle with the lips в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

mouth

{i} ağız

Tom'un annesi ona dolu ağızla konuşmamasını söyledi. - Tom's mother told him not to talk with his mouth full.

Neden kadınlar gözlerine makyaj yaparken ağızlarını açıyor? - Why do women open their mouths when they apply makeup to their eyes?

mouth

giriş ağzı

mouth

kavşak

mouth

gaga

mouth

zırlamak

mouth

{f} dudaklarını oynatarak (bir şey) söyler gibi yapmak

mouth

{i} haliç

mouth

{f} söylemek

Söylemek istediğin şeyin sessizlikten daha iyi olduğundan emin değilsen ağzını açma. - Don't open your mouth if you are not certain that what you want to say is better than silence.

Tom bir şey söylemek için ağzını açtı. - Tom opened his mouth to say something.

mouth

{f} dudak bükmek

mouth

{i} giriş yeri

mouth

{i} surat asma

mouth

söyle

Tom oğluna ağzı doluyken konuşmamasını söyledi. - Tom told his son not to speak with his mouth full.

Tom ağzını kapalı tuttu ve ne olduğunu kimseye söylemedi. - Tom kept his mouth shut and didn't tell anyone what had happened.

mouth

{f} tane tane söylemek

mouth

{f} geme alıştırmak

mouth

dırdır etmek

mouth

dudaklarını kıpırdatmak

mouth

{i} ağız, akarsuyun denize/göle döküldüğü yer

mouth

a hard mouth geme itaat etmeyen

mouth

(Tıp) Ağız, os

Английский Язык - Английский Язык

Определение express, give voice to; mumble; put into the mouth; rub or nuzzle with the lips в Английский Язык Английский Язык словарь

{f} mouth

Расстановка переносов

express, give voice to; mumble; put in·to the mouth; rub or nuz·zle with the lips