event(s) of which one is cognizant

listen to the pronunciation of event(s) of which one is cognizant
Английский Язык - Турецкий язык

Определение event(s) of which one is cognizant в Английский Язык Турецкий язык словарь

experience
{i} başa gelen olay
experience
{f} tecrübe etmek
experience
marifetli
experience
yaşantılamak
experience
bizzat yaşamak
experience
(Tıp) eksperiyans
experience
görüp geçirmek
experience
(Nükleer Bilimler) deneyim

Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır. - According to my experience, it takes one year to master French grammar.

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha? - Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?

experience
başa gelen şey
experience
{i} olay

Bu, Mary'nin ailedeki ilk ölüm olayıdır. - This is Mary's first experience of a death in the family.

Tom benzer bir olay yaşadı. - Tom had a similar experience.

experience
{i} deneyim, tecrübe
experience
serüven
experience
{f} uğramak
experience
deney

O genç ama deneyimli. - He is young, but experienced.

Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir. - Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.

experience
(isim) deneyim, pratik, tecrübe, başa gelen olay, hayat, yaşam, olay, din değiştirme [amer.]
experience
{f} karşılaşmak
experience
{i} yaşam

Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir. - Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.

Her gün güzelliği yaşamak için sanatçı olmana gerek yok. - You don't need to be an artist in order to experience beauty every day.

experience
görüp geçi
Английский Язык - Английский Язык
experience
event(s) of which one is cognizant

    Расстановка переносов

    event(s) of which one I·s cog·ni·zant

    Произношение

Избранное