She always says nice things about him, especially when he's around.
- O onun hakkında her zaman güzel şeyler söyler, özellikle o etrafta olduğunda.
Armstrong walked around.
- Armstrong, etrafta gezindi.
The planets circle the Sun.
- Gezegenler güneşin etrafında döner.
We sat around the fire in a circle.
- Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.
Brown saw that he was surrounded.
- Brown etrafının çevrildiğini gördü.
An old man sat surrounded by his grandchildren.
- Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.