He looked around, but he saw no one.
- Etrafına bakındı fakat hiç kimseyi göremedi.
She looked around, but she couldn't see anything.
- O, etrafına baktı, ama hiçbir şey göremedi.
Tom and his friends sat around the fire, talking about the good old days.
- Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler.
He looked about the house.
- O, evin etrafına bakındı.
Tom glanced round the bedroom.
- Tom yatak odasının etrafına göz attı.
The people crowded round the injured man, but they made way for the doctor when he reached the scene of the accident.
- İnsanlar yaralı adamın etrafına toplandılar fakat doktor olay yerine yaklaştığında ona yol verdiler.
Feel free to look around.
- Etrafına bakmak için çekinme.
We formed a circle around the teacher.
- Öğretmenin etrafında bir daire oluşturduk.
The planets circle the Sun.
- Gezegenler güneşin etrafında döner.
The English language surrounds us like a sea.
- İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
Brown saw that he was surrounded.
- Brown etrafının çevrildiğini gördü.