My father put a fence around the garden.
- Babam bahçenin etrafını bir çitle çevirdi.
A fence runs around the house.
- Evin etrafını bir çit kuşatır.
I bruised my shin th' other day with playing at sword and dagger with a master of fence.
The moon circles the earth.
- Ay, Dünya'nın etrafında döner.
We sat around the fire in a circle.
- Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.
We've got the house surrounded.
- Evin etrafını çevirttik.
The English language surrounds us like a sea.
- İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.