We want to make learning effective, interesting, and fascinating.
- Biz öğrenmeyi, etkili, ilginç ve etkileyici yapmak istiyoruz.
I find her very impressive.
- Onu çok etkileyici buluyorum.
The exhibition was very impressive.
- Sergi çok etkileyiciydi.
I found it fascinating what you were saying about global warming.
- Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.
It was quite fascinating to see how these men were surviving.
- Bu adamların nasıl hayatta kaldıklarını görmek oldukça etkileyiciydi.
It's an incredibly moving story.
- İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
Tom has an extremely expressive singing voice.
- Tom'un son derece etkileyici bir sesi var.
She has an extremely expressive singing voice.
- Son derece etkileyici bir şarkı söyleme sesi var.
I think Tom is charismatic.
- Tom'un etkileyici olduğunu düşünüyorum.
The event affected his future.
- Olay onun geleceğini etkiledi.
Most living creatures in the sea are affected by pollution.
- Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.
I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
- Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
- Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
Smoking has affected his health.
- Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.
His speech deeply affected the audience.
- Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
I think that our living together has influenced your habits.
- Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.