We want to make learning effective, interesting, and fascinating.
- Biz öğrenmeyi, etkili, ilginç ve etkileyici yapmak istiyoruz.
Unless it's something fairly impressive, I won't remember it.
- Bir şey oldukça etkileyici değilse,onu hatırlamam.
His academic achievements are impressive.
- Onun akademik başarıları etkileyicidir.
He met many fascinating people in the course of his travels.
- O, seyahatleri sırasında çok sayıda etkileyici insanlarla tanıştı.
It was quite fascinating to see how these men were surviving.
- Bu adamların nasıl hayatta kaldıklarını görmek oldukça etkileyiciydi.
It's an incredibly moving story.
- İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
She has an extremely expressive singing voice.
- Son derece etkileyici bir şarkı söyleme sesi var.
Tom has an extremely expressive singing voice.
- Tom'un son derece etkileyici bir sesi var.
I think Tom is charismatic.
- Tom'un etkileyici olduğunu düşünüyorum.
Worry affected his health.
- Endişe onun sağlığını etkiledi.
The event affected his future.
- Olay onun geleceğini etkiledi.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature.
- Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.
Smoking has affected his health.
- Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.
Most living creatures in the sea are affected by pollution.
- Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.
Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment.
- İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.
That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
- O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.