etkilenmemek

listen to the pronunciation of etkilenmemek
Турецкий язык - Английский Язык
(neg. form of etkilenmek ) not to be irresponsive to
be irresponsive to
etkile
affect

Worry affected his health. - Endişe onun sağlığını etkiledi.

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

etkile
{f} affecting
etkile
{f} obsessed
etkile
impress

Whenever I visited the island, I was impressed with the beauty of nature. - Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.

I was deeply impressed by the scenery. - Manzaradan derinden etkilendim.

etkile
{f} biased
etkile
{f} bias
etkile
stamp on
etkile
{f} affected

The event affected his future. - Olay onun geleceğini etkiledi.

Most living creatures in the sea are affected by pollution. - Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.

etkile
stamp#on
etkile
stampon
etkile
prejudiced
etkile
(Biyoloji) influence

Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment. - İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.

That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt. - O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.

etkilenmeme
immunity
etkilenmeme
impregnability
etkilenmemek
Избранное