I want to impress everyone.
- Herkesi etkilemek istiyorum.
You never cease to impress me.
- Beni etkilemekten asla vazgeçmiyorsun.
Alzheimer's disease affects nearly 50 million people around the world.
- Alzheimer hastalığı tüm dünyada yaklaşık 50 milyon insanı etkilemektedir.
Imagination affects every aspect of our lives.
- Hayal hayatlarımızın her yönünü etkilemektedir.
Why should they try to influence him?
- Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
Most living creatures in the sea are affected by pollution.
- Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.
His speech deeply affected the audience.
- Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
Don't let me influence you.
- Seni etkilememe izin verme.
Make a good translation of the sentence that you are translating. Don't let translations into other languages influence you.
- Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
The exhibition was very impressive.
- Sergi çok etkileyiciydi.
Smoking has affected his health.
- Sigara içmek onun sağlığını etkiledi.
Most living creatures in the sea are affected by pollution.
- Denizde yaşayan canlıların çoğu, kirlilikten etkilenir.
Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment.
- İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.
That was probably what influenced their decision.
- Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.