In living through these uncertain times, it is necessary to be flexible and not be a captive to traditional values.
- Bu belirsiz zamanlarda yaşamada, esnek olmak ve geleneksel değerlere esir olmamak gerekmektedir.
Tom is still being held captive.
- Tom hâlâ esir tutuluyor.
Tom is now being held prisoner.
- Tom artık esir tutuluyor.
They were taken prisoner.
- Onlar esir alındılar.
Tom claimed he had been captured by the enemy.
- Tom düşman tarafından esir alındığını iddia etti.
Five hundred British soldiers had been captured.
- Beş yüz İngiliz askeri esir edildi.