Tom has a lot of projects in the works.
- Tom'un eserlerde çok sayıda projesi var.
The painter produces many fine works of art.
- Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.
Dad! How can you not understand this beautiful piece of art?
- Baba! Bu güzel sanat eserini nasıl anlayamıyorsun?
This piece of art was really priceless.
- Bu sanat eseri gerçekten paha biçilmezdir.
Is this one of your creations?
- Bu, eserlerinden biri mi?
Our house is a historic building and is listed as a protected monument.
- Evimiz tarihi bir yapıdır ve koruma altındaki bir eser olarak listelenmiştir.
Everyone has the right to the protection of the moral and material interests resulting from any scientific, literary or artistic production of which he is the author.
- Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
This novel is his greatest opus, in my opinion.
- Bence, bu roman onun en büyük eseri.
The wind blows in the willows.
- Rüzgar söğütlere eser.
A wind from the ocean blows at this time of the year.
- Okyanustan gelen bir rüzgâr, yılın bu zamanında eser.
There were a lot of writings about homosexuality.
- Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.