Tom and Mary decided to meet there again the following week.
- Tom ve Mary, ertesi hafta yine orada buluşmak için karar verdi.
He said that he was going home the following day.
- O, ertesi gün eve gideceğini söyledi.
Tom and Jane quarreled, but they made up the next morning.
- Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.
The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
- Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
- Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
I bought a watch and I lost it the next day.
- Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.
Tom went to see Mary the following Friday.
- Tom ertesi Cuma Mary'yi görmek için gitti.
He said that he was going home the following day.
- O, ertesi gün eve gideceğini söyledi.
Tom made an appointment to meet Mary the following day.
- Tom, ertesi gün Mary ile buluşmak için randevu verdi.
I told him to come the following day.
- Ona ertesi gün gelmesini söyledim.