Bütün şehir hayrete düştü, belediye başkanı tutuklandı.
- To the astonishment of the whole city, the mayor was arrested.
Tom hayretle etrafına bakındı.
- Tom glanced around in astonishment.
Tom şaşkınlıkla etrafına bakındı.
- Tom glanced around in astonishment.
Şaşkınlık beni konuşmamdan mahrum etti.
- Astonishment deprived me of speech.
O şaşkınlık içinde baktı.
- She looked in amazement.
İkimiz de şaşkınlık içinde gülümsedik.
- We both smiled in amazement.
Bana hayretle baktı ve tek kelime bile etmeden gitti.
- She simply stared at me in amazement and went away without saying a word.
Tom hayret içinde Mary'ye baktı.
- Tom looked at Mary in amazement.