Neredeyse boğulmuş olan adam nefes almaya başladı.
- The man who nearly drowned began to breathe.
Beni kurtarmamış olsaydın boğulmuş olurdum.
- I would have drowned if you hadn't saved me.
Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.
- It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.
Çocuk boğulmak üzereydi.
- The child came near being drowned.
Birkaç yolu su basmış.
- Several roads are flooded.
Pazar yabancı mallarla dolup taşıyordu.
- The market was flooded with foreign goods.
Tom'un tavernası da bir teslimat hizmeti sunmaya başladığından beri taverna telefon görüşmeleriyle dolup taşıyor.
- Since Tom's Tavern has started offering a delivery service too, it has been flooded with phone calls.
Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.
- It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.
Tom okyanusta boğuldu.
- Tom drowned in the ocean.
Flooded battery.