I'm really tired and want to go to bed early.
- Ben gerçekten yorgunum ve erken uyumak istiyorum.
Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?
- Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?
I always arrive a little ahead of time.
- Her zaman biraz erken gelirim.
If you had left home a little earlier you would have been in time.
- Evden biraz daha erken çıksaydın, zamanında olurdun.
Get up early, and you'll be in time.
- Erken kalk ve zamanında ol.
My wife gave birth prematurely to a 1500-gram baby girl.
- Karım erken 1500 gramlık bir bebek kız doğurdu.
Tom was born a month premature.
- Tom bir ay erken doğdu.
Isn't that a little premature?
- Bu biraz erken değil mi?
Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner.
- Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi.
I'm sorry I couldn't write to you sooner.
- Üzgünüm sana daha erken yazamadım.
I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
- Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
In those days, I went to bed earlier.
- O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
You've been coming home early lately, haven't you?
- Son zamanlarda eve erken geliyorsun, değil mi?
I left early so as not to be late.
- Geç kalmamak için erken ayrıldım.
My father is an early riser.
- Babam erken kalkan biridir.
I used to be a night owl, but now I'm an early riser.
- Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.
Why didn't you say so earlier?
- Niçin çok daha erken söylemedin?
In those days, I went to bed earlier.
- O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
Please let us know the prices and earliest delivery of your Steel Landscape Edgings #STL3456.
- Lütfen bize Çelik Peyzaj Kenar taşları # STL3456'ın fiyat ve en erken teslimini bildirin.
The earliest I can come is around 3.
- En erken saat 3 gibi gelebilirim.