ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.
- In den USA ist es illegal, Menschen zu foltern, um von diesen Informationen zu erhalten.
Ben bir makbuz alabilir miyim.
- May I have a receipt?
Makbuzu mutlaka saklayın.
- Make sure you save the receipt.
Yağmur ormanları korunmalı.
- Rainforests should be preserved.
Afgan demokrasinin bile nükleer bombalarla korunması gerekir.
- Afghan democracy needs to be preserved even with nuclear bombs.
Bir makbuz almayı unutma.
- Be sure to get a receipt.
Agh. Annemden bir hediye almak için uzun bir süre bekledim. Ancak, çok sorunludur.
- Agh. I waited for a long time for the receipt of a present from my mother. However, it's very problematic.
Fişimi kaybettim. Hâlâ bir geri ödeme alabilir miyim?
- I lost my receipt. Can I still get a refund?
Müşterinin fişi var mı?
- Does the customer have his receipt?