ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.
- In den USA ist es illegal, Menschen zu foltern, um von diesen Informationen zu erhalten.
Makbuzu mutlaka saklayın.
- Make sure you save the receipt.
İmzalı bir makbuza ihtiyacımız var.
- We need a signed receipt.
Onlar binayı korudular.
- They have preserved the building.
Yağmur ormanları korunmalı.
- Rainforests should be preserved.
Makbuzunuzu almayı unutmayın.
- Don't forget the receipt.
Agh. Annemden bir hediye almak için uzun bir süre bekledim. Ancak, çok sorunludur.
- Agh. I waited for a long time for the receipt of a present from my mother. However, it's very problematic.
Fişimi kaybettim. Hâlâ bir geri ödeme alabilir miyim?
- I lost my receipt. Can I still get a refund?
Ben fişinizi yazarken siz de lütfen bekleyin/iz.
- Please wait a moment while I write out your receipt.