ergriffen

listen to the pronunciation of ergriffen
Немецкий Язык - Турецкий язык
duygulanmış, müteessir, mütehassis
mütehassis
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ergriffen в Английский Язык Турецкий язык словарь

come over
{f} uzaktan gelmek
come over
{f} uğramak

Tom'un uğramak için ve piyanoyu taşımamıza yardım etmek için zamanı olacağını umuyordum. - I was hoping Tom would have time to come over and help us move the piano.

Uğramak zorunda olmadığını sana söyledim. - I told you you didn't have to come over.

clenched
perçinli
come over
(deyim) dışa vurmak
come over
(Dilbilim) bir haller olmak
come over
(Dilbilim) karşı tarafa geçmek
come over
(Dilbilim) göçmen olarak gelmek
come over
(Dilbilim) üzerine bir hal gelmek
come over
taraf değiştirmek
come over
gelmek

Gelmek istersen, öncelikle ara. - If you want to come over, call first.

Akşam yemeği için evimize gelmek ister misiniz? - Would you like to come over to our house for dinner?

come over
bastırmak
apprehended
tutukladı

Polis katili tutukladı ve onu kelepçeledi. - The policeman apprehended the murderer and handcuffed him.

come over
Üzerine çökmek
apprehended
tutukla

Suçlu görev dışı polis memuru tarafından tutuklandı. - The criminal was apprehended by an off-duty policeman.

Polis katili tutukladı ve onu kelepçeledi. - The policeman apprehended the murderer and handcuffed him.

apprehended
(Askeri) TUTUKLU: ABD ordusunda, suç işlediğine dair kuvvetli sebepler bulunması dolayısıyla, şahsi hürriyeti geçici olarak tahdit edilmiş kimse
come over
{f} yön değiştirmek
come over
{f} ziyaret etmek

Ziyaret etmek ve bir film izlemek ya da başka bir şey ister misin? - Do you want to come over and watch a movie or something?

O yüzden mi ziyaret etmek istiyorsun? - Is that why you want to come over?

come over
(fiil) olmak, başına gelmek, üzerine çökmek, uzaktan gelmek, yön değiştirmek, uğramak, ziyaret etmek