He has quite a few records.
- Onun epeyce rekoru var.
Tom is quite a bit older than Mary.
- Tom Mary'den epeyce yaşlı.
I bet Dave paid a pretty penny for his new car.
- Dave'in yeni arabası için epeyce para ödediğine bahse girerim.
Tom is pretty rich, isn't he?
- Tom epeyce zengin, değil mi?
Tom is quite a bit older than Mary.
- Tom Mary'den epeyce yaşlı.
Tom has told us quite a bit about you.
- Tom bize senin hakkında epeyce şey söyledi.
We visited quite a few places.
- Epeyce yer ziyaret ettik.
I know quite a few people who don't eat meat.
- Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
Tom is fairly old, isn't he?
- Tom epeyce yaşlı, değil mi?