Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
- We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
Onu bölmek istiyoruz.Bize onu iki tabakta getirir misin?
- We'd like to split it. Could you bring it to us on two plates?
Tom yakacak odunları ayırmak için benden ona yardım etmemi istedi.
- Tom asked me to help him split firewood.
Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.
- Tom has a split personality.
Enflasyon sorunu partiyi böldü.
- The inflation issue split the party.
Mary ile ayrılmak istemedim.
- I didn't want to split up with Mary.
Ayrılmak istiyorum ama denesem bile yapamayacağımı biliyorum.
- I want to split up, but I know I couldn't even if I tried.
Republicans appear split on the centerpiece of Mr. Obama's economic recovery plan.