Bir trafik kazası onu sol elini kullanmaktan mahrum etti.
- A traffic accident deprived him of the use of his left hand.
Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
- No one shall be arbitrarily deprived of his property.
Dan yalnız ve içine kapanıktı.
- Dan was lonely and withdrawn.
Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.
- The accident deprived them of their happiness.
Hükümet onu bütün haklarından mahrum etti.
- The government deprived him of all his rights.
Yoksulluk, oğlanı eğitimden mahrum etti.
- Poverty deprived the boy of education.