entstehend

listen to the pronunciation of entstehend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение entstehend в Английский Язык Турецкий язык словарь

developing
{s} gelişen

Newton İngiliz parası taklitçiliğini önlemek için gelişen tekniklerde etkiliydi. - Newton was instrumental in developing techniques to prevent counterfeiting of the English money.

developing
{s} gelişmekte olan

Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir. - India is a developing country.

Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler. - Advanced countries must give aid to developing countries.

developing
{f} geliştir

Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu. - Her studies contributed greatly to developing scientific research.

Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı. - We had hopes of developing tourism on a big scale.

developing
{s} ilerleyen
arising
türeyen
arising
(Kanun) doğan
arising
yükselme
developing
gelişerek
emerging
(Gıda) yeni geliştirilen
accruing
{i} gerçekleşme
accruing
{f} gerçekleş
developing
geliştirme

Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar. - Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.

Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı. - We had hopes of developing tourism on a big scale.

developing
inkişaf
developing
developman
developing
{i} gelişmekte o

Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar. - 98% of hungry people live in developing countries.

Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti. - Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.

developing
{f} geliştir: prep.gelişerek
emerging
Yeni, yeni ortaya çıkan, gelişmekte olan

Emerging markets.