Köylülerin çevrede yaptığı tartışma oldukça canlıydı.
- The discussion the villagers had on the environment was quite lively.
İnsanlar işlerini sunarken daha canlı olması gerekir.
- People need to be more lively when presenting their work.
O hayat dolu bir kız.
- She is a lively girl.
O, hayat dolu bir genç adam.
- He is a lively young man.
Dün gece hareketli bir partimiz vardı.
- We had a lively party last night.
Bugünkü parti gerçekten hareketliydi, değil mi?
- Today's party was really lively, wasn't it?
Benim grubum her zaman enerjik.
- My group is always lively.