The strong yen is acting against Japan's export industry.
- Güçlü yen Japonya'nın ihracat endüstrisinin aleyhine davranmaktadır.
The cinema is an industry.
- Sinema bir endüstridir.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
Industrial disputes are still a problem.
- Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.
The automobile industry is one of the main industries in Japan.
- Otomobil endüstrisi Japonya'daki ana sektörlerden biridir.
The government is trying to develop new industries.
- Hükümet yeni endüstriler geliştirmeye çalışıyor.