He is the greatest architect that has ever lived.
- O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar.
The strangest thing is that he saved his arch enemy from an unavoidable death.
- En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.
The eldest son succeeded to all the property.
- En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu.
It's not easy being the eldest child.
- En büyük çocuk olmak kolay değil.
Paris is one of the biggest cities in the world.
- Paris, dünyadaki en büyük kentlerden biridir.
Her debut was the biggest social event of the season.
- Onun sahneye ilk çıkışı mevsimin en büyük sosyal olayı idi.
Knowledge is the supreme power.
- Bilgi en büyük güçtür.
Knowledge is the supreme goal.
- Bilgi en büyük hedeftir.
I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.
- Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci.
He is one of the greatest artists in Japan.
- Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.