Kahvesine süt karıştırdı.
- She stirred the milk into her coffee.
Tom çorbayı karıştırdı.
- Tom stirred the soup.
Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.
- Today's Beijing has given me a very deep impression and aroused my curiosity.
Bir gürültü beni uykumdan uyandırdı.
- A noise aroused me from my sleep.
Bir gürültü beni uykumdan uyandırdı.
- A noise aroused me from my sleep.
Subay askerlerinde cesaret uyandırdı.
- The officer aroused courage in his soldiers.