emni̇yet

listen to the pronunciation of emni̇yet
Турецкий язык - Английский Язык

Определение emni̇yet в Турецкий язык Английский Язык словарь

emniyet
security

At the end of the day, the goals are simple: safety and security. - Günün sonunda, hedefler basittir: emniyet ve güvenlik.

Tom has told us that the US government is trying to implement a weapon program that could seriously threaten the security of Russia. - Tom bize Birleşik Devletler hükûmetinin Rusya'nın emniyetini cidden tehdit eden bir silah bağdarlaması icra etmeye gayret ettiğini söyledi.

emniyet
safety

But for the safety belt, I wouldn't be alive today. - Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.

Tom clicked the safety off on his rifle. - Tom tüfeğindeki emniyeti kapattı.

emniyet
reliance
emniyet
reliability
emniyet
safeguarding
emniyet
certainty
emniyet
police

Six of those detained were released after being interrogated at the İzmir Police Department. - Gözaltına alınanların altısı İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.

The police took the hostages to safety. - Polis rehineleri emniyete götürdü.

emniyet
certitude
emniyet
anchorage
emniyet
assurance
emniyet
(Askeri) securite
emniyet
(Ticaret) guaranty
emniyet
safetied
emniyet
credence
emniyet
police station
emniyet
credit
emniyet
police headquarters
emniyet
safety, security
emniyet
confidence, belief
emniyet
safekeeping
emniyet
(silah) guard
emniyet
safety, safety catch
emniyet
safety, security; confidence, trust, belief; the police, the law
emniyet
the police, the law
emniyet kemeri
harness
emniyet kemeri
seat belt

Fasten your seat belt, please. - Emniyet kemerini tak, lütfen.

Fasten your seat belt. - Emniyet kemerini bağla.

emniyet adası
traffic island
emniyet adası
safety island
emniyet ağı
safety net
emniyet borusu
escape pipe
emniyet bölgesi
safety zone
emniyet camı
safety glass
emniyet dikişi
(Tekstil) safety stitch
emniyet düzeni
(Askeri) safety device
emniyet düzeni
(Askeri) safety
emniyet güçleri
police forces
emniyet için
back-up
emniyet kemeri
seat belts

Luckily, both of the drivers were wearing seat belts. - Bereket versin ki iki şoför de emniyet kemeri takıyordu.

People who drive cars should wear seat belts. - Araba kullanan insanlar emniyet kemeri takmalılar.

emniyet kemeri
safety harness
emniyet kemeri
(Askeri) lap belt
emniyet kemeri bağlamak
buckle up
emniyet kilidi
(Otomotiv) safety catch
emniyet müdürü
(Kanun) security director
emniyet payı
(Askeri) factor of safety
emniyet pimi
pin
emniyet pimi
safety lock
emniyet pimi
(Askeri) lock pin
emniyet pimi
safety pin
emniyet pimi
(Otomotiv) locking pin
emniyet sistemi
(Askeri) safety system
emniyet stoku
(Askeri) buffer stock
emniyet supabı
(Askeri,Teknik) relief valve
emniyet supabı
emergency valve
emniyet sınırı
(Askeri,Çevre) safety limit
emniyet tedbiri
safety measure
emniyet teli
(Askeri) safety wire
emniyet valfi
relief valve
emniyet valfi
escape valve
emniyet vanası
(Gıda) check valve
emniyet vanası
safety valve
emniyet çubuğu
(Askeri) safety stake
emniyet şalteri
(Askeri) safety switches
emniyet amirliği
Directorate of Security
emniyet genel müdürlüğü
Directorate General of Security
emniyet ver
given safety
emniyet zinciri
safety chain
emniyet Sandığı name of
a credit institution which makes loans on the security of real estate or valuables
emniyet adası
safety island, traffic island
emniyet altına almak
to protect, secure
emniyet altına almak
to make safe, to secure
emniyet amiri
chief of police (in a small district)
emniyet amiri
chief of police
emniyet arabası
paddy wagon
emniyet açısı
(Askeri) angle of safety
emniyet açısı
(Askeri) safety angle
emniyet açısı
(Askeri) angle of clearance
emniyet ağı
(sirk vb.) safety net
emniyet bandı
(Gıda) safety closure
emniyet bantı
safety strap
emniyet bağlantısı
safety coupling
emniyet bobini
safety coil
emniyet botu
(Askeri) safety boat
emniyet bölgesi/sahası
mil . safety zone
emniyet camı
shatterproof glass
emniyet cıvatası
safety bolt
emniyet devresi
safety circuit
emniyet diski
bursting disc
emniyet duruşu
safety stop
emniyet etmek
1. to trust in. 2. to entrust (something) to (someone's) care
emniyet etmek
a) to trust b) to entrust
emniyet faktörü
safety factor
emniyet freni
emergency brake
emniyet gerilmesi
allowable stress
emniyet görevi
(Askeri) security mission
emniyet gözetleyicisi; özel harekat
(Askeri) safety observer; special operations
emniyet gözlüğü
safety goggles
emniyet halkası
guard ring
emniyet hattı
safety circuit
emniyet ikazı
(Havacılık) safety alert
emniyet ipi
safety rope
emniyet ipi
lanyard
emniyet ipi
emergency rope
emniyet kafesi
(Otomotiv) safety cage
emniyet kapağı
guard gate
emniyet kapağı
safety cap
emniyet kapağı
guard lock
emniyet katsayısı
safety factor
emniyet kayışı
safety strap
emniyet kemeri
lapbelt
emniyet kemeri
shoulder belt
emniyet kemeri
safety belt

We always had to put on a safety belt in case we had an accident. - Kaza geçirme ihtimaline karşın biz her zaman bir emniyet kemeri takmak zorundaydık.

But for the safety belt, I wouldn't be alive today. - Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.

emniyet kemeri
seat-belt
emniyet kemeri
seat belt, safety belt
emniyet kemeri dili
(Otomotiv) extrusion of seat belt
emniyet kemeri sesli ikaz
(Otomotiv) buzzer for beet warning
emniyet kemeri takmak
wear seatbelt
emniyet kemeri takmak
wear seat-belt
emniyet kemeri takmak
fasten seat-belt
emniyet kemeri takmak
put on seat-belt
emniyet kemeri ön gerilimi
(Otomotiv) seat-belt tensioner
emniyet kemerini takmak
to belt up
emniyet kibriti
safety match
emniyet kilidi
safety latch
emniyet kilidi
check lock
emniyet kilidi
safety lock
emniyet kurumu
(Askeri) security agency
emniyet kuvveti
(Askeri) security force
emniyet lambası
safety lamp
emniyet lastiği
safety tyre
emniyet mandalı
split pin
emniyet maşası
split pin
emniyet merdanesi
safety roller
emniyet müdürlüğü police headquarters
(in a province)
emniyet müdürü
chief of police
emniyet müdürü
chief constable
emniyet müdürü chief of police
(in a province)
emniyet ortamı
(Askeri) sound environment
emniyet payı
margin of safety
emniyet pimi
shear pin
emniyet pimi
pin, safety pin
emniyet pimi
setscrew
emniyet pulu
safety washer
emniyet rayı
check rail
emniyet rölesi
(Elektrik, Elektronik,Teknik) safety relay
emniyet somunu
lock nut
emniyet somunu
safety nut
emniyet somunu
locknut
emniyet standı
(Otomotiv) safety stand
emniyet supabı
safety valve
emniyet supabı
emergency valve, safety valve
emniyet tapası
fusible plug
emniyet tapası
safety fuse
emniyet tedbiri
security measure, safety precaution
emniyet tedbiri
safety measure, security measure
emniyet tertibatı
safety device
emniyet tertibatı
safety gear
emniyet tetiği
sear
emniyet tıpası
safety-fuse
emniyet valfi
safety valve
emniyet valfi
check valve
emniyet valfı
escape valve
emniyet valfı
safety valve
emniyet vermek
to give (someone) the impression of being trustworthy
emniyet yolları
(Askeri) safety lanes
emniyet çubuğu
safety rod
emniyet şalteri
safety switch
emniyet şeridi
special purpose lane
emniyet şeridi
emergency lane
emniyet şeridi
emergency shoulder
emniyet şeridi
safety tape
emniyet kemeri
(Askeri) shelter-belt
fiziki emniyet ihlalleri
(Askeri) breaches of physical security
kayış (emniyet kemeri)
(Otomotiv) webbing
emniyet
safeness
emniyet
secureness
paraşüt tipi emniyet kemeri
Safety harness
Ağ Harekat ve Emniyet Merkezi
(Askeri) Network Operations and Security Center
Deniz piyade teşkilatı emniyet bilgi sistemi
(Askeri) Marine safety information system
Gelecek Küresel Denizcilik Tehlike ve Emniyet Sistemi
(Askeri) Future Global Maritime Distress and Safety System
Küresel Deniz Tehdit ve Emniyet Sistemi
(Askeri) Global Maritime Distress and Safety System
Müşterek Hakiki Emniyet Ortamı Değerlendirme Sistemi
(Askeri) Joint Virtual Security Environment Assessment System
arama çapı emniyet faktörü
(Askeri) search radius safety factor
ateş destek subayı; uçuş emniyet subayı; yabancı hizmet subayı
(Askeri) fire support officer; flight safety officer; foreign service officer
ateş emniyet hattı
(Askeri) restrictive fire line
ateş emniyet hattı / yasak ateş hattı
(Askeri) no-fire area
bölge emniyet subayı
(Askeri) regional security officer
deniz emniyet merkezi
(Askeri) naval safety center
emniyet
repose
genel emniyet
public security
harita destek dairesi; deniz emniyet subayı/dairesi; askeri uydu muhaberesi (MIL
(Askeri) map support office; marine safety office(r); military satellite communications (MILSATCOM) systems organization; mobilization staff officer
havacılık ordonat emniyet amiri
(Askeri) aviation ordnance safety supervisor
kimyasal emniyet
(Kimya) chemical surety
klima emniyet müşiri
(Otomotiv) air conditioning safety switch
klima emniyet sivici
(Otomotiv) air conditioning safety switch
koltuk emniyet kemeri
(Otomotiv) seats seat belt
kritik emniyet unsuru; kritik süreklilik unsuru
(Askeri) critical safety item; critical sustainability item
kurtarma yardım, emniyet ve hareket sistemleri
(Askeri) recovery assistance, securing, and traversing systems
liman emniyet birliği
(Askeri) port security unit
liman emniyet bölüğü; ana ast komutanlık
(Askeri) port security company; principal subordinate command
londra emniyet müdürlüğü
Scotland Yard
marjinal destek günü; seyyar emniyet tümeni
(Askeri) marginal support date; mobile security division
meteor emniyet duvarı
(Askeri) meteor safe wall
mevki emniyet subayı
(Askeri) post security officer
musluk emniyet sacı
stop cock cut-off
paraşütle atlama (atma) bölgesi emniyet subayı
(Askeri) drop zone safety officer
patlama emniyet lambası
flame safety lamp
pist sonu emniyet alanları
(Havacılık) runway end safety areas
pist sonu emniyet sahaları
(Havacılık) runway end safety area
uydu; emniyet alarm ekibi
(Askeri) satellite; security alert team
yerden olan emniyet mesafesi
(Askeri) ground clearance
çıkarma emniyet subayı; çıkarma muhabere subayı
(Askeri) landing safety officer; landing signal officer
özel emniyet subayı; nokta güvenlik ofisi
(Askeri) special security officer; spot security office
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) (Emniyyet) : Eminlik, emin olma hâli, korkusuzluk, tehlikesizlik
(Osmanlı Dönemi) Polis ve zabıta teşkilâtı
(Osmanlı Dönemi) İtimad, güvenme, inanma
emniyet
Güvenlik: "Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar."- E. E. Talu
emniyet
Bir araçta güven sağlayıcı parça
emniyet
(Osmanlı Dönemi) güven
emniyet
Güven, inanma, itimat: "Paris'teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı."- R. N. Güntekin
emniyet
Güven, inanma, itimat
emniyet
Güvenlik işlerinin yürütüldüğü yer
emniyet
Güvenlik
emniyet
Polis işleri
Emniyet Genel Müdürlüğü
(İdari Yönetim) Emniyet Genel Müdürlüğü, rütbeleri polis memurluğundan başlayıp emniyet genel müdürlüğüne kadar uzanan, tüm il ve ilçelerde örgütlenmiş, kırsalda görevini askeri polis olan jandarmaya bırakmış, kentte ise görevi kendisi yöneten iç güvenlikten sorumlu devlet teşkilatıdır. 10 Nisan 1845 tarihinde temeli atılmıştır
emniyet rayı
(Demiryolu) Köprü üstleri, tünel içleri gibi raydan çıkan trenin çevreye çarpma tehlikesi bulunan yerlerde normal raya ek olarak kullanılan ray
emniyet amiri
İlçelerin genel güvenliğinden kaymakama karşı sorumlu olan amir
emniyet durağı
Su altına dalan kişilerin vurgun yememesi için su yüzüne çıkış mesafesinde sağlık yönünden güvenli bölge
emniyet düğmesi
Patlayıcı ve yanıcı aletlerin güvenle kullanılmasına yardımcı olan, kullanıldığı zaman açık, kullanılmadığında da kapalı tutulan düğme
emniyet etmek
Güvenmek
emniyet kemeri
Uçak, otomobil vb.nde güvenlik bakımından bele takılan kemer
emniyet kilidi
Kapı ve kasalarda güvenliği sağlayan kilit
emniyet müdürü
İlin genel güvenliğinden valiye ve İçişleri Bakanına karşı sorumlu olan müdür
emniyet pimi
Ateşli silâhlarda güvenli kullanımı sağlayan pim
emniyet supabı
Makinelerde güvenli kullanımı sağlayan alet
emni̇yet
Избранное