A sure friend is seen in an unsure matter.
- Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür.
One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
- Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
Make sure you turn everything off before you leave.
- Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.
I'd like to make sure of the time.
- Ben zamandan emin olmak istiyorum.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
- Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?
Please be sure to let me know your new address soon.
- Kısa sürede yeni adresini bana bildirdiğinden emin ol.