emekliler

listen to the pronunciation of emekliler
Турецкий язык - Английский Язык
retirees
the pensioners
emekli
(Askeri) retired

With the money Mr Johnson had saved, he would be able to live high on the hog when he retired. - Bay Johnson kazandığı paradan dolayı, emekli olduğunda etrafa para saçabilecekti.

He doesn't have a job. He's retired. - Onun bir iş yok. O emeklidir.

emekli
retiree

The stock market crash forced many retirees back into the job market. - Borsa krizi birçok emekliyi yeniden iş piyasasına zorladı.

I became a retiree after working for forty-five years in a cubicle. - Kırk beş yıl boyunca bir hücrede çalıştıktan sonra emekli oldum.

emekli
emeritus
emekli
retirer
emekli
lucubrate
emekli
old-age pensioner
emekli
retired employee
emekli
retired person
emekli
pensionary
emekli
pensioner

She's a widow and a pensioner, and faces many hardships. - O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.

emekli
pensioned
emekli
retired to
emekli
old age pensioner
emekli
superannuated
emekli
retiring

Tom announced he was retiring. - Tom emekli olduğunu duyurdu.

A farewell party was held for the executive who was retiring. - Emekli olan bir yönetici için bir veda partisi düzenlendi.

emekli
retired; (old age) pensioner
emekli
laborious
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение emekliler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Emekli
tekaüt
Emekli
(Hukuk) MÜTEKAİT
emekli
Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan (kimse): "Buraya gelenler hep asker emeklileridir."- H. Taner
emekli
Cevat Fehmi Başkut'un bir oyunu
emekli
Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan (kimse)
emekli
Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
emekliler
Избранное