Esperanto, dünyayla kucaklaşmamızı sağlıyor.
- Esperanto allows us to embrace the world.
Onu benimsememiz gerekir.
- We should embrace that.
Tom ve Mary kucaklaştılar.
- Tom and Mary embraced.
Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.
- The settlers embraced the Christian religion.
Tom, Mary'yi kucaklamaya çalıştı.
- Tom tried to embrace Mary.
Linda, Dan'ın onu sıkıca kucaklamasını istedi.
- Linda asked Dan to embrace her tightly.
... career by embracing technology, including some ...
... embracing and perfecting gunpowder weapons. ...