embarrass; bring dishonor; humiliate; compel through guilt

listen to the pronunciation of embarrass; bring dishonor; humiliate; compel through guilt
Английский Язык - Турецкий язык

Определение embarrass; bring dishonor; humiliate; compel through guilt в Английский Язык Турецкий язык словарь

shame
{f} utandırmak
shame
{i} utanma

Utanma nedir bilmez misin sen? - Does your shame know no bounds?

Utanmaz bir yalancı gülümseyerek konuşur. - A shameless liar speaks smilingly.

shame
utanç

Tom utançla başını eğdi. - Tom bowed his head in shame.

Onlar utanç içinde başlarını eğdiler. - They hung their heads in shame.

shame
yüzkarası
shame
mahcup etmek
shame
maskaralık
shame
mahcubiyet
shame
mahcupluk
shame
yazık

Beni bir kez kandırırsan, sana yazıklar olsun. Beni iki kez kandırırsan, bana yazıklar olsun. - Fool me once, shame on you. Fool me twice, shame on me.

Yalan söylediğin için yazıklar olsun. - Shame on you for lying.

shame
leke
shame
şerefsizlik
shame
Shame on you! Ayıp! Utan Yazıklar olsun! For shame! Ayıp! It is a shame to laugh at On
shame
{f} rezil etmek

Beni rezil etmek için çok çabaladın, değil mi? - You've tried so hard to put me to shame, haven't you?

shame
münasebetsiz şey
shame
{f} yazık etmek
shame
{f} namusunu kirletmek
shame
{f} tecâvüz etmek
shame
(isim) utanç, utanma, utanılacak şey, ayıp, yüz karası, leke, yazık
shame
{i} utanılacak şey
shame
{f} (birini)
Английский Язык - Английский Язык
{f} shame
embarrass; bring dishonor; humiliate; compel through guilt

    Расстановка переносов

    embarrass; bring dishonor; humiliate; com·pel through guilt

    Произношение

Избранное