Babaannem uçabiliyor.
- My grandmother is able to fly.
Babaannen kaç yaşında?
- How old is your grandmother?
Anneannem yavaşça konuşuyor.
- My grandmother speaks slowly.
Haftada iki kez anneannemi ziyaret ederim.
- I visit my grandmother twice a week.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Büyük annem giysiler örmeyi seviyor.
- My grandmother likes to weave things.
Tom'un ataları Afrikadan geldi.
- Tom's ancestors came from Africa.
Atalarımız 150 yıl önce bu ülkeye geldi.
- Our ancestors arrived in this country 150 years ago.
İngilizce ve Almanca ortak bir soyu paylaşırlar.
- English and German share a common ancestor.
Dünyadaki bütün insanlar ortak bir atanın soyundan gelirler.
- All humans on Earth are descended from a common ancestor.
Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti.
- Tom and his grandmother went to the bookstore.
Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
- My grandmother goes for a walk in the evening.
Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim.
- Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny.
Bugün ninemin doğum günü.
- Today's my grandmother's birthday.