eldfather

listen to the pronunciation of eldfather
Английский Язык - Турецкий язык

Определение eldfather в Английский Язык Турецкий язык словарь

ancestor
ata

Benim atalarım bu memleketin öncüleriydi. - My ancestors were the pioneers of this land.

Tom'un ataları Afrikadan geldi. - Tom's ancestors came from Africa.

grandfather
büyükbaba

Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi. - Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.

O hikayeyi bana anlatan büyükbabamdı. - It was my grandfather that told me that story.

ancestor
{i} cet
ancestor
{i} dede
ancestor
{i} soy

Dünyadaki bütün insanlar ortak bir atanın soyundan gelirler. - All humans on Earth are descended from a common ancestor.

İngilizce ve Almanca ortak bir soyu paylaşırlar. - English and German share a common ancestor.

grandfather
{i} dede

Dedem yaşından dolayı pek iyi duyamıyor. - Because of his age, my grandfather doesn't hear well.

Dedem 2. Dünya Savaşı sırasında öldürüldü. - My grandfather was killed in World War II.

Английский Язык - Английский Язык
ancestor
grandfather